Sorular - Doğrular

Rüzgar enerjisi nedir ?

Rüzgar enerjisi, rüzgarı oluşturan hava akımının sahip olduğu hareket (kinetik) enerjisidir. Bu enerjinin bir bölümü, yararlı olan mekanik veya elektrik enerjisine dönüştürülebilir.

Rüzgarın gücünden yararlanılmaya başlanması çok eski dönemlere dayanır. Rüzgar gücünden ilk yararlanma şekli olarak yelkenli gemiler ve yel değirmenleri gösterilebilir. Daha sonra tahıl öğütme, su pompalama, ağaç kesme işleri için de rüzgar gücünden yararlanılmıştır. Günümüzde daha çok elektrik üretmek amacıyla kullanılmaktadır.

Fosil, nükleer ve diğer yöntemlerle elektrik üretiminde atmosfere zararlı gazlar salınmakta, bu gazlar havayı ve suyu kirletmektedir. Rüzgardan enerji elde edilmesi sırasında ise bu zararlı gazların hiçbiri atmosfere salınmaz. Rüzgar enerjisi temiz bir enerjidir.

Rüzgar Enerjisinin Avantajları Nedir ?

Rüzgar enerjisi boldur. Toplam elektrik enerjisi tüketiminin Türkiye’de en az iki mislinin rüzgardan sağlanabileceğini bilim adamları öngörmektedir. Rüzgar yerlidir. Petrol ve doğal gazdan farklı olarak rüzgar enerjisinin ithal edilmesi gerekmemektedir ve dış ülkelere olan bağımlılığın azalmasına yardımcı olmaktadır.

Rüzgar tükenmezdir. Fosil yakıtlardan veya uranyumdan farklı olarak rüzgar enerjisi yenilenebilir olup gelecek nesillerin haklarını azaltmadan kullanılabilmektedir. Rüzgar temizdir. Sera gazı emisyonlarını önlemenin ötesinde rüzgar enerjisinden yararlanmak civa, kükürtdioksit ve azotoksitler gibi diğer zararlı fosil yakıt kirleticileri önler. Havayı ve suyu daha temiz ve sağlıklı yapar.

Türkiye’nin rüzgar enerji potansiyeli ne kadardır ?

Türkiye 48.000 MW’lık rüzgar potansiyeli ile birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek bir potansiyele sahiptir. Ülkemizin enerji alanındaki stratejik hedeflerinden biri 100.000 MW’lık toplam hedef kurulu gücümüz içerisinde, rüzgar enerjisi kurulu gücümüzün 20.000 MW olmasıdır..

Türkiye karbon salınımında Dünya'da kaçıncı sıradadır ?

Peru-Lima’da Germanwatch ile Küresel İklim Ağı-Avrupa’nın (Can Europe) birlikte hazırladığı İklim Değişikliği Performans Endeksi’ne göre Türkiye, karbon salınımlarının yüzde 90’ından sorumlu ülkeler arasında, 51’inci sıradadır.

Rüzgar Enerjisi Çiftliği Kurulurken Yer Seçimi Nasıl Yapılır ?

Santral sahasının rüzgar enerjisinden elektrik üretmeye elverişli bir bölge olması, santral sahası ve çevresinde, Mer’i mevzuat kapsamında yasal engellerin veya kullanım kısıtlamalarının bulunmaması, santral sahasının önemli “kuş göç yolları” üzerinde bulunmaması gibi kriterler göz önünde bulundurulur.

Akyar ve Geriş’te kuracağımız çiftliklerin teknolojisi ve kapasitesi belirlenirken aşağıdaki kriterler dikkate alınmıştır;

 

  • Proje sahasının rüzgar karakteristikleri,
  • Rüzgar santrallerinde soğutma suyuna ihtiyaç duyulmaması,
  • Rüzgar santrallerinden kaynaklı sera gazı oluşmaması,
  • Rüzgar kaynağının temiz ve sürdürülebilir olması,
  • Rüzgar türbinleri ekonomik ömürleri sonunda söküldüğünde, rüzgar santral sahasının mevcut haliyle kullanılabilmesi.

Akyar ve Geriş’e kurulacak Rüzgar Enerjisi Çiftliklerinde arazi kullanımı nasıl hesaplanmıştır ?

Projenin bulunduğu alanlar için 5403 sayılı 'Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu' ve 4342 sayılı 'Mera Kanunu' çerçevesinde gerekli izinler alınmıştır. Geriş RES için kullanılan alanın 118 dönümünde yollar ve rüzgar gülleri yer alacaktır. Akyar RES için kullanılacak bu alan yaklaşık 145 dönümdür. Bunun dışında kalan alanlarda herhangi bir inşaat çalışması yapılmayacaktır.

14 milyon metrekare” yanlışı

Rüzgar Enerjisi Projeleri’nin ilk aşaması, uygun noktaların belirlenmesi sürecidir. Bu süreçte, öncelikle bir proje çalışma sahası belirlenmektedir. Bu saha, rüzgar potansiyelinin belirlenmesi için yıllarca izlenen büyük arazilerdir.

Bodrum’daki bu “araştırma sahası “ 14 milyon metrekare büyüklüğündedir. Bu alanda yıllarca ölçümler yapılmış en sonunda şu an Geriş RES ve Akyar RES Projelerinin bulunduğu alan, rüzgar potansiyeli, çevre, koruma alanları, kuş göç yolları gibi bir dizi kriter de göz önüne alınarak en doğru noktalar olarak belirlenmiştir.

Yani 14 milyon metrekare olarak sıkça dile getirilen alan, “projenin yer aldığı alan değil, rüzgar ölçümlerinin yapıldığı araştırma ve inceleme alanıdır”.

Zaten Bodrum’u biraz bilen bir kişi, 14 milyon metrekarelik bir kamulaştırmanın maliyetini kolayca tahmin edebilir. Böylesi bir kamulaştırmanın maliyetini karşılayabilecek “verimli bir enerji projesi” yapabilmenin mümkünü yoktur.

Bir kere daha, büyük harflerle yazıyoruz. 14 MİLYON METREKARELİK BİR KAMULAŞTIRMA ALANI İDDİASI HİÇBİR ŞEKİLDE DOĞRU DEĞİLDİR.

Proje alanının, toprak yol ile türbin alanları ve tek bir trafo binası dışında herhangi bir amaçla kullanılması söz konusu değildir.

Geriş RES ve Akyar RES Projeleri için gerekli izinler alındı mı?

Yatırımlar için 2009 yılından başlayarak 38 kurumdan 70 adet görüş alınmıştır. Geriş Rüzgar Enerjisi Santrali Projesi ile ilgili olarak Muğla Valiliğine sunulan dosya, Çevre Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nin 17. Maddesi doğrultusunda incelenmiş ve uygun bulunmuştur. Projeye ilişkin ÇED sürecinin başlatıldığı Muğla Valiliği tarafından 29.04.2014 tarihinde kamuoyuna duyurulmuş ve ‘ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR’ raporu 06.05.2014 tarihinde alınarak, 08.05.2014 tarihinde ilan edilmiştir.

Geriş RES ve Akyar RES Projeleri Bodrum’un doğal hayatına zarar verecek mi?

Projeler herhangi bir doğal ve kültürel varlığa zarar vermeyecektir. Aksine Türkiye ve Bodrum ekolojisine karbon salınımı açısından 90.000 ağacın sağlayacağı faydaya eşdeğer bir fayda sağlayacaktır. Projelerin yerleşim yerlerine ve orman arazilerine uzaklık konusuna özel önem verilmiş ve orman arazilerinden özellikle kaçınılmıştır.

Rüzgar Enerjisi Çiftlikleri gürültü kirliliğine yol açar mı?

Dünya Sağlık Örgütü’ne ve çeşitli bilimsel çalışmalara göre, rüzgar türbinlerinin toplumun sağlık ve psikolojisi üzerinde herhangi bir negatif etkisi bulunmamaktadır.

Türbinden 300 m uzaklıkta ses ölçüm değeri 43 desibeldir. Alçak konuşma sesinin çıkardığı ses ise 40-50 desibel arasındadır. Türbinler rüzgarla birlikte devreye girmektedir. Normal çalışma şartlarında çıkan rüzgar sesi türbin gürültüsünü perdelemekte ve herhangi bir ses duyulmamaktadır.

Rüzgar Türbin Sendromu nedir ?

Nina Pierpont tarafından 2009 yılında ortaya atılan iddiaya göre Rüzgar Türbinleri yakınlarında yaşayan kişilerde Rüzgar Türbin Sendromu adı verilen bir dizi psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Rüzgar Türbinlerine karşı çıkanların sıkça atıfta bulunduğu bu rapor, bilimsel olmadığı gerekçesi ile başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere pek çok kurum tarafından geçersiz kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün bu konula ilgili yapmış olduğu açıklama da;

Dünyaca tanınmış 6 akustik uzmanının Nina Pierpont’un veri ve analizlerine sert eleştiriler getirdiğinin altı çizilmiş ve çalışmasının bilimsel olmadığı görüşü savunulmuştur. Tam tersine Dünya Sağlık Örgütü Rüzgar Türbinlerini sağlığa faydalı etkilerini ortaya koyan bir dizi çalışmayı da yayınlayarak Rüzgardan Enerji üretimini desteklemektedir.

Teknoloji

Akyar RES ve Geriş RES için seçilecek türbin modeli, günümüzde üretilen en güncel teknoloji türbinler arasından seçilecek olup, gerek çevreye verilen ses düzeyi, gerekse estetik görünümleri bakımından üst düzey tasarım özellikleri sergileyecektir.

Söz konusu sahada projenin bir başka kaynakla ekonomik alternatifi bulunmamaktadır. Proje ile yenilebilir enerji kaynaklarından olan rüzgar enerjisinden elektrik enerjisi üretilecek olup, projenin kendisi 'alternatif enerji üretimi projesi' niteliğindedir ve konvansiyonel teknolojiler gibi yakıt gideri bulunmamaktadır.

Tesiste kullanılan tüm teknolojilerin seçilmesinde insan ve çevre sağlığı açısından gereken azami tedbirler alınacak ve oluşabilecek inşaat atıklarının çevreye zarar vermesini önlemek için gerekli teknik ve idari tedbirler alınacaktır.

Rüzgar türbinleri elektronik aletlerin çalışmasını engeller mi ?

Eski nesil rüzgar türbinlerinin metal kanatları vardı ve elektromanyetik etkileşimlere sebep olabiliyorlardı; fakat yeni nesil kanatlarda kullanılan kompozit malzemeler ile bu sorun giderilmiştir. Günümüzde kullanılan kanatlar manyetik dalgaları etkilemekten çok onları engelleyebilirler. Bu da çok kısa mesafeler için geçerlidir. Kulenin tepesinde bakım yapan ekipten bazı insanların telefonu çekmeyebilir; fakat uzaklık 20 metreden fazlaysa telefon ve telsiz gibi cihazların çalışmalarında bir etki yaşanmaz.

Rüzgar türbinlerinin insan sağlığına zararlı elektromanyetik radyasyon sebebi olduğu da iddia edilmiştir. Bir rüzgar santralinde elektromanyetik etkileşime sebep olacak kısımlar elektrik jeneratörü ve trafolardır; bunların yaydığı manyetik etkileşim son derece düşük ve çok az bir alanda etkilidir. Yapılan ölçümler bu parçaların sebep olduğu manyetik etkileşimin, türbinin tabanına geldiğimizde bile bir cep telefonunun yaydığı elektromanyetik radyasyondan daha az olduğunu göstermiştir.